hüzün emridir eylülün ...



                                       
                hüzün
emridir eylülün

ve bilirim
dünya acıdan yapılmıştır ilkin
.
.
.
hüzün
çığlığı eylülün
ve kaçamam
takılır kalır ufkun çitlerine bakışlarım
sonra her kıymık, bir mızrak
sonra her şarkı bir efkar
olur
saplanır
ve üzgünüm lekeliyorsa çığlığı sessizliğim
ama her yırtık uçurtma
gün gelir
çırpınmayı
bırakır
.
.
.
hüzün
üzgünlüğü eylülün
ve anlatamam kırgınlığını yanından öylece geçilmiş ağaçların
dengi değilim bakamam gözlerine
çayı bardakta soğutur durur yalnızlığım
ve söyleyemem dar sokağın kahrını, şehre esir
çizemem eşgalini tenhalığın
tarifini yapamam akşamların, erkenden çökerken
hem zaten kaç kelimeyi
kaç cümleyi devirince
umuda devrilir ki beden
.
.
.
hüzün
masumiyeti eylülün
yine de alınıp üzerime eğerim başımı
bakamam gidişine kırlangıçların
kirpiğin karasında yağmurun beyazı
dururum çocukluk merdivenlerinde içimin
ve dilerim
dilerim hangi kaldırımında uzanıyorsa şimdi
yapraklar
örtsün üzerini gölgemin
.
.
.
hüzün
emridir eylülün
ve penceremde bulut seslerinden yağmur
içimdeyse sararıp duran bir hayat
yaşıyorum, kalbim delik ayakkabısı ömrümün
yürüyorum aksayarak
çünkü, yürümekle imtihan edildim
ama biliyorum
biliyorum
dünya
acıdan yapılmıştır
ilkin
____ ^^





__________________

* eylülün son günü hatta son saatleri dahi olsa yetiştirdim eylüle dair bişiler, aferim bana : )
/gerekiz bütün konularda becerikli olup, diğer mevzularda bi numarası olmamak
olamamak, hay ben böyle şansin, duygusuyla dolup taşmak  : )/
neyse, bu gün değinmek istediğim mevzumuz da şudur ki : )
ki bunu bu gün sıkıntıdan o sayfadan şu sayfaya oradan da şuraya şeklinde
seke seke gezerken farkettim
ve bir,,,iki,,,derken lann ne oluyo be diyerek hemen kopyalayip aldim kıyıya
ahanda deliliyle ispatiyla, diyebilmek için : ) ve işte
“türk kızlarinin matematiğe fazlasiyla meyilli olmasi” gerçekliği : )
evet var böyle bişi uydurmuyorum hiçte bile : )
ve asla bi yargılama ya da üzerinden kocaman çıkarimlar yapmak çabasında değilim
hem bana sevimli geldi yazilanlar /uzaktan sevimli geldi desem daha doğru : )/
ama hani sonuçta pozitif bilim bi yerde matematik : ) niye kötü olsun ki demi
üstelik ne yargılıycak ne de eleştirecek yetkinlikte biri de değilim hiç
nimete nankörlük olur zaten bi yerde : ) yapmam, çok ayip
/zaten okuduklarimdan yola çikarak
bu kıza ters bişi söleyen ne bileyim bi yamuk yapan
yapmaya yeltenen, aklindan geçiren : ) bariz kaşiniyodur arkadaş
resmen iki cümleyle gömer valla adamı yerin yedi kat dibine : )/
ve işte türk kızının matematiğe düşkünlüğü : )


- 3 kuruşluk adama 5 kuruşluk değer verirsen, 2 kuruşa satılırsın .net!

- 100 verip adam ettiğimi 0'la çarpıp yok etmesini de bilirim. anlayana !!!!!!!

- 100 verip adam ettimse 96'sini alip etrafimda 4 döndürmesin de bilirim.

- adam dersin ! koluna takarsın 2 gündur adamligi! 3. gun ozune doner.
olabilitesi buyms ogrenmish olduk;)anlayana!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

- dünya'nın 7 harikası varmış, saçma! ne yani şimdi benden 6 tane daha mı var?pp

sizce de bariz matematik diliyle konuşmuyolar mi : )
ki daha vardi aslinda ama hani çok fazla dikkat çekmiyeyim
sadece örnek olsun bi kaç tanesiyle yetinelim dedim
ayrica dedim ya ne yargılama ne de eleştirellik peşinde değilim kesinlikle
öyle olsam bile zaten aninda çikar bu her lafa bir cevabi olan kız
bakar bi lafa laf mi diye : ) sona adama bakar adam mı diye : )
ve der ki “eğer ağir geliyorsa benimle yaşam, kapı orada 2 le paşam” : )
bu lafı söyletmem hafız ben kendime : )) bi de şu var ki dikkatimi çeken
bu kızlar çok netler ya : ) öyle böyle değil ünlemler noktalar cümleler ifadeler
yani sahiden türk kızları aşırı netmiş ben bu gün bunu öğrendim : ); yani öyle böyle değil çok net çok ve bi o kadar sert : )

- herşeyi bilmene gerek yok, haddini bil yeter.
/dövseydin bari demeye bile korkar insan : )
çünkü anında girşir sanki şu cümleyi bu şekilde diyen : )/

- bir yıldız gibi kayarım hayatından, yapabileceğin tek şey; dilek tutmak olur.
/yeminle şahane ya : )) özgüvene bakarmisin : )/

- "seni oyle bir gormemezlikten gelirim ki; sen bile varligindan suphe edersin!!!
/offf ki off : ) bunu okuduğumda sahiden bi kalktim yerimden ben
gittim kendime çay koydum
bi sigara yaktım sonra ve düşündüm bi hayatın anlamı olsun
ne bileyim istediğim insanmiyim ben ,,niye herşey böyle
ve neresindeyim ben o herşeyin falan diye : )/
ve şimdi yapıştırırken okuyunca bile beni hala gülümsetenlerden bi kaş örnek : )
- odun da olsan kabulümsün ama sadece benim için yanacaksan :pppppp
/açik sözlü gayet : ) ve kurali var ama onun dişinda sevecen : )/
- günesin altinda istedigin kadar uzan, benim kavurdugum gibi kavuramaz günes seni
/ yuhhh : ) durduk yere bi merak duygusu,, bu cümleyi yazana dair : )/

- birisine "güzelsin" dedigimde, "o senin güzelligin" derse , "oha, o kadar da güzelsin demedim" der bozarim abi . herkes haddini bilecek dimi yani :)
/ : ) en çok buna güldüm: ) ki ben çok derim öyle arada
o senin güzelliğin mealinde şeyler ve direk beni tersliyomuş gibi hissetttim bi an : )
sona geçti neyseki : )/

herkese güzel günler dileyerek kaçar bu ben
görüşürüz gene sevgili okuyan : )

4 yorum:

devinim dedi ki...

selam;
ne demiş şarkı "acının insana kattığı değeri bilirim..."
acıdan yoğrulmuş bir ruhun ne derece kıymetli olduğunu anımsadım eylülün o tatlı seinliği yok artık belkide mutluluk gibi mazide kalıyor bazı şeyler "eskiden ..."diye başlayan cümleler çoğalıyor kırılganlıklarımızda büyüyor yalnızlıklarımız gibi ...
mevsim eylülse şairin gönlüde eylüldür hafif yağışlı hafif güneşli ama illede hüzünlü illede hüzünlü...
hüzünden uzak günler tüm okur ve yazarlara

şafak dedi ki...

: ) selam ve hoşgeldin yeniden
saçmalıyo olablirim ön uyarısıyla : )
hani elimiz ateşe değdiğinde acı duyarız ya bedenen
yada soğuğa değdiğinde üşür ya ten
onun gibi biraz ama bedenen değil de
ruhun hissetttiği duygulardan biri sanırsam hüzün
ve elimizi uzatışımızdan farklı
eylülün uzanıp içimize dokunmasıdır sebebi
bilmiyorum
kimbilir belki yaprağın kopuşunu işitiyordur ruhun bi parçası
belki yağmura biriken bulutun gamını hissedebiliyoruzdur bilmeden
sonra yere çarpan yağmur damlalarının çığlığı da vardır muhtemelen
işte bunları kendince gören işiten farkeden ruhun
ister istemez bi duygu iklimine sürüklenmesidir eylül hüznü dediğimiz şey
hatta tüm bu kopuş ve çarpışları kendi hayatımızdaki yaşanmışlıklarla örtüştüren kalbimizin de katkısı ve işbirliği vardır en azindan ben şüpheleniyorum kendisinden : )
yada bunların hiç biri ve cevap e şıkkıdır : )
yani belki de doğarken üflenen bir şeydir içimize
ve ondan meyillidir bazımız
hani demişsin ya sen;
"ve bir kez daha üşümeye meyilli geceye terk ediyorum
tüm hayat emarelerini"
yani geceyse eğer biri
üşümeye meyilli olmasa bile
siyaha, siyaha olmasa sessizliğe meyillidir illa bunlardan birine ya
işte öyle, hüzün de belki doğamız gereği meyli ve yönelişidir içimizin
olamaz mı ?
der ve gülümserim : )
güzel gün dileklerimle ...
/ha bi de bişeyi kısaca anlatabilmek bi beceridir : )
ki benim malesef hiç becerEmediğimdir bu çok net : )bi kere daha anladim : )/


gul dedi ki...

Bana göre hangi ay hangi mevsim olursa olsun eylülün güzel
yanı her vakit kendini hissettirmesi
ve kendinden söz ettirebilecek cazibeye sahip olması... :)

seviyorum ben eylülü ..
eylül hüznü; nazlı, ne çok sıcak ,ne çok soğuk, dokunacak kadar yakın bir o kadar uzak...
ve kaçıncı eylülüm, kaç hüzünlü eylül ben...

sayfana defalarca gelip gittim yorum yazmak istedim,
itiraf etmeliyim hayli çekindim yorum yazmak için
çok kere de vazgeçtim sayfanın bütünlüğünü bozmayım adına ...:)
bu geliş gidişlerim de bildiğim, tanıdığım halde müziği sanki başka
bir müzikmiş gibi dinlemişim hala şaşıyorum kendime nasıl fark edememişim diye ...
algımı sayfada ki sözler , resimler başka bir bütünlüğün içine
çekmiş olmalı ki başka bir kulak ile başka duygular ile dinlemişim...

Tasvirlerini seviyorum, eylül'ü anlatışını da sevdim ...
İnce, derin, duygulu...
"hüznün masum çığlığı eylül" / senin dizelerden benim çıkardığım ...

ee birde diğer bir konu var ki Türk kızları ile ilgili saptamaların...:)

ya varlar hiçte az değiller hani eğitim şart demicem olcağı yok nasılsa..
hatta du bi de ben bir ekleme yapayım Şu kendini beğenmiş ama aciz hallere ...
(ama bu sözü kullananların cinsiyeti yok )

diyor ki ; " varlığımın kıymetini bilmeyeni yokluğumla terbiye ederim.."
ben de bunu anlayamıyorum kişi zaten senin varlığınla ilgilenmemiş ki
yokluğunu niye fark etsin...ne tür kendini kandırma halleridir ?

neyse artık güne dönmeliyim güzel olsun günün geri kalanı diyerek canımcım sevgiler..:)

şafak dedi ki...

: )
hoşgeldin
ne uzun yorum yazmişsın hiç mi üşenmedin : )
neyse eylüle gelirsek
bir evvelden hüzünle iç içe anılması çok anlaşılır tabiki
biliyoruz ya hepimiz hani en basitinden doğadan gözlemlediğimiz bir vedalaşma var
gerek göçmen kuşlar, gerek yaprakların hali
neşeli insanı bile bi parça durgunlaştırabilir bence
neşesiz yada içine dönük insanı ne yapar sen düşün : )
ve ay olarak evet senin tariflerin gibi nazlı kendince çekici ve hani sussarak anlattığı şeyleri çok olan bi ay bence de eylül
ama başlattığı şeyleri sevmiyorum ben kendi adıma
gerek yaprak kıyımı
sonra kırlangıçların kaybolması falan
renkelere bile sinen o yalnızlık kokusu
ne bileyim mizel öğrenciysen tatilin bitişi : )
erken uyanmalar havaların değişmesi
kısaca evet bayilmiyorum ben kendisine : ) ama ruh halini serpiyo benim içimede
ondan sakınamıyorum kendimi ...
ve evet müzik çok güzel bence de ve diğer beğeniler içinse teşekkür
türk kızlarına gelince : ) tabiki genellemiyoruz bazıları sadece
evet bazıları değişik kafalarda kesinlikle : )
gerçi kızlarin baziları öyle de erkeklerinin tümü ayniştayn zekası ve muhteşem bi olgunluk yada kendini bilmek çizgisindeler mi
tabiki de hayir : )
sonuçta hangi tarafa bakıyosan benzer şeyler görebilirsin
ben eleştirmiyorum da üstelik
ama okuyunca her seferinde yüzüme,
hey yarabbim gülüşü yaymıyo değiller : )
şu an böyle biri karşimda olsa ne derdim falan diye hayal ediyorum
ki eğlendirici oluyo aslinda bunu düşünmek : )
ama gel gör ki on saniye falan sürüyo : ) hayal bile ilerlemiyo : )
zaten normalde de sürmezdi heralde
ben ağzımı açana kadar kesin sustururdu bi atarlı aforizmayla : )
yine de yapicı olmanin sınırlarinda gezinerek derim ki,
hani bu,
yokluğuyla terbiye edici kızlarimız için
en uygun meslek, öğretmenlik falandır belki : ) içlerindeki o
adam etme iç güdülerini o yana kanalize etseler
ilerde şahane adam olmuş nesiller yetişmez mi : )
/sonuna soru işareti koymaya korkulan sorular : )/
güzel olsun gün der kaçarım ..