- kısa söz, uzun ırmak -
bütün suçunu üsteme aldım ben ömrümün
bütün suçunu üstüme aldım ben, bütün ömrümün
bu yüzden güne ve güneşe
bu yüzden aya ve geceye
bu yüzden suya ve kalbine
ve sana
ve kendime
hep çıplak gözle baktım ben
hep
çıplak gözle
ve eğmedim başımı bir an
eğmedim
ki sözlerin ilmek, gözlerin sabırsız dar ağacıyken
ki duruşun keskin
susuşun bileylenmiş
ve yüzün bütün ışıkları söndürme telaşında kararırken
içimdi
karşındaki !
içimdi
ki içim karanlıklardan korkarken
bekledim ben
bekledim öyle, bitmesini
bekledim bıçakların peş peşe gerçeğime savrulurken
durdum,
daha dün orda olmayan bir duvar gibi iniltisiz
durdum daha dün orada olmayan yarım bir ağaç gibi, gölgesiz
ve daha dün çok canlı, bu gün çok ölmüş gibi sessiz
en nihayetinde uzağı hiç bilmeyen bir avuç su
en nihayetinde rüzgarı çalınmış bir rüzgar gülü
ve kör bir kuş gibi
durdum
durdum
öptüğüm yerler niye kanasındı ?
kanamıyorken
dudaklarım …
bütün suçunu üsteme aldım ben ömrümün
bütün suçunu üstüme aldım ben her zerremin
yükümdü kan revan bir kalp
yükümdü cam, sırça
yükümdü serçe
ve karanfil
ve haziran
bir de mendilimde sarılı bir hayalin saçlarından bir tutam
öptüm, kokladım,
içime çektim
öptüm, sakladım,
sevdim
ve sızdım sonra bir kayadan
sızdım
sonra ?
ah, sonra
sonra çok öldüm ben
çok öldüm,
dünyanızda yalın ayak bir ırmakken
çok üzüldüm ayaklarınız nasılda küstahtı karınca yuvalarına basarken
ve toprağınız nasılda yağmursuzdu göğüs kafesinizde
saçlarınız nasılda unutkandı, hiç öpülmemiş
elleriniz mahşerdi, ah nasıl kalabalık
tutunamadım
tutunamadım parmaklarınıza
aktım
ve tanıdım yer yüzünüzü
tanıdım her yüzünüzü
çeyrek küldü misal
çeyrek inkardı, yazık
çeyrek yalandı, ah
ve bütün bir kalp ayıbı
ben de bir daha hiç akmamak için tek damla dışıma
hep kendi suyumdan içeri ağladım
nafileydi, kesik içindeydi hıçkırıklarım
nafileydi, kesik içindeydi her yanım
sabahı henüz yaratılmamış bir gecenin koynunda
sokulduğum bütün yaşamlar
dokunduğum bütün hayatlar kadar
kırıktım …
bütün suçunu üsteme aldım ben ömrümün
bütün suçunu üstüme aldım ben, bütün ömrümün
bu yüzden güne ve güneşe
bu yüzden aya ve geceye
bu yüzden suya ve kalbine
ve sana
ve kendime
hep çıplak gözle baktım ben
hep çıplak gözle
eğmedim başımı bir an
eğmedim
ki şimdi hüzünleri eğri
feri taranmamış bakışlarımın koyu renksizliğinde
bu derin kesik
bu ince kabuk
benim,
benim …
şimdi cümleleri yarım,
susuşları mezhepsiz dudaklarımın kuru sessizliğinde
bu kısa gülüş
bu uzun yara
benim,
benim …
şimdi dalı ince bir yaprağın küçücük gövdesinde
saklı bir ırmağım ki her vebalime razıyım
elbet bir sonbaharda
ancak bir sonbaharda
kuruyarak
bükülürüm …
____ ^^
_______________
not/ sevgili okuyan
geçende baya bi eskiden izlediğim ve o zamanlar izlediğimde çok beğendiğim
hani böyle öykü içinde öyküleri olan ve şiirsel anlatımı
ve masalsı çekimleriyle beni baya bi mest etmiş bi filmin
en vurucu sahnelerinden birine rastladıydım
eee rastlayınca yeniden izledim tabi haliyle : )
sonra baya uzuunnn uzuunnnnnn düşündüm/bi kaç dakika kadar sürdü bu : )
nee ?? bence uzun bi süre gene : ) en azından fena değil : )
ayrica bunun için de saatlerce mi düşüncem be deliye bak : )/
neyse işte ne diyodum evet düşündüm baya bi : )
hani eklesem mi bloğa, yoksa eklemesem mi diye
düşündümmm düşündüm : ) sonra
sonra boşver ya dedim, boşver
ve eklememe kararı aldım
evet eklememe…
ha kararıma uymadım o ayri : ))
kadın – çek kılıcını
intikamımızı alacak fırsatımız doğmuşken sen, yapman gerekeni yapmadın
adam – seninle ilk karşılaştığımızda
o zaman,
seni ikna etmek için kendimi sana kanıtlamak zorundaydım
oysa şimdi
onca zamandan sonra şimdi
artık ne yapabilirim ?
kadın – hala kılıcını çekmedin, hadi, çek
.
.
.
kadın – kılıcımdan niye kaçmadın,
niye kendini korumadın ?
niye kendini sakınmadın ?
adam – çünkü ancak böyle,
artık bir tek böyle,
sen bana inanacaktın
oysa,
oysa ben hep
hep, seninle birlikte
o hayalini kurduğumuz yuvaya,
eve,
evimize gitmeyi istedim …
yazık,
o gidiş artık hiç olmayacak …
kendini hırpalama
ve kendini bırakma …
.
.
.
kadın - niye,
niye kılıcımdan kaçmadın ..
neden kendini korumadın …
neden yapmadın …
.
.
.
artık bir daha hiç sürüklenmeyeceğiz,
artık bir daha hiç başka şeylerin peşinde zaman yitirmeyeceğiz
şimdi,
şimdi ben o ikimizin düşlediği yuvaya
seni ve beni
ikimizi birlikte götüreceğim, varacağız
yuvamıza
ikimizin evine …
10 yorum:
İyi ki eklemişsin..
Çok etkileyici bir diyalogmuş..
Unutulmaz replikler arasında yerini almıştır..
Şirinse, söylemeye gerek var mı?
Her zamanki gibi olağanüstü..
Üstüne yorum yapılamayacak kadar ..
Yüreğine sağlık...
Sevgiler, selamlar...
: )
var öyle bi yanim : )
insan kensiyle de mi inatlaşir
insan kendi kendi arkasından da mi iş çevirir : )
ahanda canlı örneğiyim
iki dakika önce ne karar al sen tamam de : )
sonra ne yap : )
ama beğendiğine sevindim
ve sesini duyduğuma da sevindim : )
biliyosun : ) bi zamandır
"yorum yazarsa başkalarına ölecek" hastalığına tutuldum : ))
düzeleyim yorum kutuna sarkıim
ondan sona seyrek seslenişlerine çemkiririm : )
kısaca, tadını çıkar bu zamanların : )
der ve bi daha gülümser : )
sonra da, güzel bakan, güzel görür diyerek susarım
güzel olsun gecesi senin
ve çok : )
Gözlerim... Bir çırpıda karanlık, bir ânda ışık, bir soluk da bahar olan gözlerim... Kime bakıyorsunuz da ben böyle sokaktayım?
: )
kısa söz, uzun ırmak
bu olmuş asıl : )
ve sokakta kalmış hissetmenin kırıcılığı çok parça sahiden
ama bir yerden sonra buğulanan bi görüntü gibi
o duygu da belirginliğini yitiriyo sanki
yada için o duyguyu hissetmekten yoruluyo hali ...
ve bizi yoran herşey, yani tıpkı hayat gibi
ve o hayata benzeyen herşey
o kadar da renkli değil
değil, gözlerini neresine çevirsen çevir...
bu yüzden boşver
olduğu kadarlığında, de geç ...
güzel olsun gecesi senin...
ne zaman kapatsam gözlerimi hala gidişini seyrediyorum...
şiirin başındaki fotoğrafın getirdiği cümle.
: )
ben olsam kapamam valla : ) böyle de inadım : )30 yıl uyumam sırf kapamayim diye/ohaa : )/
ha göz kırpım aralarında kısa gösterimler olur : ) bak ona bişi yapamam : )hızlı kırparım ben de o zaman : )
hımm,,demek günün şu saati gıcıkmışım ben : )
not alıim saat 18,51 sıralarında yorum altı yapma şafak : ) iyice uyuz oluyosun yeminle : )
neyse susuim en iyisi ben evet
ama ne haber kız diyerek : )
:))
Ben de haber çok,Bodruma geldim,saçlarımı kestirdim...
Başkaaa Nargile kafe işletmeye başladım veee
çok yoruluyorum...
Senden naber??
Diğer yazını da okudum,eski haline dönüyorsun yavaş yavaş sanırım :))
: )
yuh hatundaki aktivitelere bak ya : )
kadınlarda saç kestirmek başli başina pskolojik bir araştırmayı hakkediyoken
tutmuş nargile olayına dalmış bi de : )
dur madem iş başa düştü
ben yapicam psikanalizi : ))
şimdi saçlarını kestiridin
çünkü kendinden sıkıldın ve depresyonun kıyısında dolanmaktaydın : )
ve o sırada zaten darlanıyorum şimdi bariz alkole
dumana vursam olmaz
bari nargile kafe olayina gireyim ki
7/24 kafam dumanlı olsun oh miss gibi : ) dedin
bildim demi : ))
Bingoooo
Depresyonun kıyısı ne demek? Göbeğinden çıktım be mavi şovalye :))
Anti depersanın kazandırdığı tek şey yağ hücrelerimdeki artış olunca,iş başa düştü (bak bak ironiye :)) saçlar gitti),kendim sıyrılayım bari dedim...
Nargile de piyangodan çıktı iyi mi :))
: ) tesadüfe bak ben sana yorum bırakırken sende bana yazıyomuşsun demek : )
/sayfayı ubutmayıp ve sesini bırakan bi kaç arkadaşa yorum bırakasım geldiydi evet : )bunu yazıim devam ederim vazcaymazsam : )/
ve hayatın terslikleri ve dayattığı
yaşattığı sorunlar hepimizi öyle bunalttı ki
polyannacılık oynamaya bile kalmıyor
uzun cümle takati...
geçer elbet diyorum ben misal
kendim mi bişeye sıkıldım standart "geçer elbet"
yakınlarımdan biri mi "geçer elbet"
tanıdık arkadaşt dost, herkese herkese arttık
fiks cümlem oldu halsizce
"geçer elbet"
dilerim de öyle olur hepimizin ki geçer be ebru...
saçlar uzar yine
bişeyler yeter ki düzelsin de : )
değişir o zaman o gıcık hücreler bile . )
neyse güzel olsun akşamı senin diyeyim buradan da
ve susuim artık, görüşürüz nasılsa yine ...
Yorum Gönder